10 Ocak 2010 Pazar

2010 Film & Kitap

46- Sezercik Aslan Parçası - - 19.12.2010 [kimbilir kacinci kez :)]
K24) Değirmenimden Mektuplar - Letters from My Windmill (French: Lettres de mon moulin) - Alphonse Daudet - http://www.ilknokta.com/kitap/113304/Degirmenimden-Mektuplar.html - 17.12.2010
D1) The Walking Dead - http://www.imdb.com/title/tt1520211/ - 12.12.201045- Ateş Böceği - http://www.imdb.com/title/tt0499305/- 12.12.2010 [kimbilir kacinci kez :)]
K23) Wabi Sabi: Simple - Richard R. Powell - http://www.ilknokta.com/kitap/52659/Wabi-Sabi-Gunluk-Yasamda-Sadelik-Mucizesi.html - 07.12.2010
44) Cape Fear - http://www.imdb.com/title/tt0101540/ - 25.11.2010
K22)Babalar ve Kızları - Hikmet Temel Akarsu - http://www.ilknokta.com/kitap/58711/Babalar-ve-Kizlari-Punto-Ozel-Fiyat-.html - 12.11.2010
K21)Gece Uçuşu - Vol de Nuit - Antoine de Saint Exupery - http://www.ilknokta.com/kitap/105907/Gece-Ucusu.html - 04.11.2010
K20) Tanrı'ya Karşı Söylev - Discours Contre Dieu - Marquis De Sade - http://www.ilknokta.com/kitap/97951/Tanriya-Karsi-Soylev.html - 28.10.2010

K19)Slaughterhouse - Five - Kurt Vonnegut, jr - http://www.ilknokta.com/kitap/72380/Mezbaha-No-5.html - 21.10.2010

43) Predators - http://www.imdb.com/title/tt1424381/ - 11.10.2010 ve 13.10.2010 [Uçakta :)]

42) Ayşem - http://www.imdb.com/title/tt0263088/ - 09.10.2010


K18) Les Rivieres Pourpres - Kızıl Nehirler - Jean Christophe Grange - http://www.ilknokta.com/kitap/79560/Kizil-Nehirler.html - 08.10.2010
41) 30 Days of nights - http://www.imdb.com/title/tt0389722/ - 03.19.2010
40) Despicable Me - http://www.imdb.com/title/tt1323594/ - 24.09.2010 (Sinemada)
K17) Geyşa Yok Olan Bir Dünyanın Gizli Tarihi - http://kitap.antoloji.com/geysa-yok-olan-bir-dunyanin-gizli-tarihi-kitabi/- 24.09.2010
39) The Imaginarium of Doctor Parnassus - http://www.imdb.com/title/tt1054606/ - 19.09.2010

38)Kara Gözlüm - http://www.imdb.com/title/tt0263534/ - 18.09.2010 [Kimbilir kacinci kez:)]
37)Sevgili Dayım - http://www.imdb.com/title/tt0278700/ - 30.08.2010

36)New Moon - http://www.imdb.com/title/tt1259571/ - 22.08.2010
35) eXistenZ - http://www.imdb.com/title/tt0120907/ - 22.08.2010

Simdiki Inception'in atasi bu film. Zamaninda uzerinde biraz daha durulsaymis bir Matrix bir Inception olurmus...

K15) Neva - Ilgın Olut - http://www.ilknokta.com/urun/51121/Neva.html - 18.08.2010

34)Inception - http://www.imdb.com/title/tt1375666/ - 06.08.2010 (sinemada)
K14)Kuyucaklı Yusuf - Sabahattin Ali - http://www.ilknokta.com/urun/79320/Kuyucakli-Yusuf.html - 05.08.2010
Kitaptan alıntılar:

- "Herhangi bir müşterek hayattan ziyade, erkek için evde bir kadın bulunması; kız için de 'münasipçe bir kısmet' varken kaçırılmaması düşünülmüştür.."

- "...Anası onu gezmeye götürürken bir saat saçlarını düzeltmeye uşraştığı halde, ne anasının ne babasının aklına bu kafanın içi ile meşgul olmak düşüncesi gelmemişti. onlar işportaya konulan bir elma gibi onu süsleyip temizlemişler, parlatmışlar, sonra yağlı bir müşteriye okutmuşlardı. kız yetiştirmekten gaye bu değil miydi?"

- "Bir gün Allah, peygamberleri çağırıp sormuş, saadet nedir? demiş. Her biri kendilerine göre cevap vermişler. Musa: arzı mev'uda gitmektir, İsa: bir yanağına vurana ötekini uzatmaktır, Buda: hayatta hiçbir arzusu olmamaktır, yollu şeyler söylemiş.Sıra bizim Muhammed'e gelince: "saadet hayatı olduğu gibi kabul etmektir..." demiş. Ne doğru söz! Hayatı olduğu gibi kabul etmeli ve ona ne bir şey ilave etmeli, ne de ondan bir şey eksiltmeli... Bazı şeyler vardır, canımızı sıkar; "bu neden böyle? böyle şeyleri dünyadan kaldırmalı!" deriz. Bazı şeyler de mevcut değildir. içimizden, bunların olmasını ister, hatta bu uğurda çalışırız. İkisi de saçma ve faydasızdır. İnsan dediğin mahluk hiçbir şeyi değiştiremez. Bunun için, gönlünün rahat olmasını istersen, gördüğün fenalıkların bile bir hikmeti olduğunu düşün ve yeryüzünde olmayan iyilikleri oraya getirmek sevdasına kapılma... Sonra en mühimi: kendini halinden şikayet etmeye alıştırma! Ömrünün sonuna kadar dövünsen bu hayatın cefası tükenmez; kendine etmiş olursun. İçkiye de şimdilik pek heves etme. Bazen insan avunmak için başka çare bulamıyor ama, sen nefsine hakim ol. Biraz daha yaşlandıktan sonra nasıl olsa başlarsın. Hatta o zaman lazımdır da. Akşamdan akşama iki kadehin zararı yoktur. İnsana dünyayı unutturur. Eh, bu dünya da unutulacak dünya zaten..."


33-Poltergeist - http://www.imdb.com/title/tt0084516/ - 31.07.2010

K13)Ay Hırsızı - Sunay Akın - http://www.ilknokta.com/urun/101692/Ay-Hirsizi.html - 30.07.2010
Leonardo Da Vinci’nin deniz üzerinde yürümek için tasarladığı ayakkabılar gibi bir ayakkabi tasarlayip, boğazı ilk kez yürüyerek geçen kişi Atilla Hülagü’dür.

Kitapta Atilla Hülagü’nün bu başarısı şöyle anlatılmaktadır:

“İki kıta arasındaki ilk yürüyüşün 1973 yılında Boğaz Köprüsü'nün açılışıyla yaşanıldığını sanıyorsanız, yanılıyorsunuz! İstanbul Boğazı ilk kez suyun üstünden yürünerek geçilmiştir. Yanlış okumadınız, İstanbul Boğazı ilk kez denizin üstünden, bizzat suya basılarak, dalgalar arasında adım atılarak aşılmıştır. Nasıl mı? Yakışıklı deniz subayı Atilla Hülagü, dünyalar güzeli eşinin de yardımlarıyla Boğaz'ı karşıdan karşıya geçmesini sağlayacak özel ayakkabıların yapımına koyulur. Beylerbeyi Astsubay Okulu'nun önünde küçük birer kayığı andıran deniz ayakkabılarını deneyen Atilla Hülagü, aylar süren hesaplar ve çizimler sonucunda kendisini başarıya götürecek ayakkabıları yaptığına ikna olur. Vapurların üstüne asma köprünün gölgesinin düşmediği 1963 yılında İstanbullular bir gün, su üstünde yürüyen bir adam görürler! O gün, kaç insanın ve kaç martının şaşkınlıktan birbirleriyle çarpıştığı bilinmemektedir.”

İşte deniz üzerinde yürüyüşün fotoğrafı:


Kitapta, Atilla Hülagü gibi Hülya Koçyiğit’in de bir fotoğrafı yeralamaktadır. Bu fotoğrafa bakinca deniz üzerinde yürünebildiğini gibi, deniz üzerinde araba bile kullanılabileceği görülmektedir.

Deniz üzerinde araba kullanan Hülya Koçyiğit’in fotoğrafı:


Kısacası, kitapta bahsi geçen Atilla Hülagü ya da havacılık alanında sayısız başarıları olan pilot Vecihi Hürkuş gibi tarihimizde yeralan birçok değerli kişinin topluma kitaplar, filmler aracılığı ile tanıtılması halinde çocuklara, gençlere örnek olabileceğini düşünüyorum. Bu kişileri tanıyarak, örnek alarak ilerleyen kişiler değil deniz üzerinde, ay üzerinde bile yürüyebilecektir.

Nasıl mı?

O zaman Ay Hırsızı’ndan son bir bölüm daha:
"Bilim ve sanat, toplumlar için bir kuşun iki kanadı gibidirler. Bu iki kanadı kullanan toplumlar uçarlar ve özgür olurlar. Kullanamıyanlar ise tavuğa dönüşürler. Tavuk toplumlar, birileri önüne yem atsın diye bekler. Uçamayan toplumlar, önüne atılan yemleri kafaları önde gagalamak için uğraşırken, arkalarından yumurtaları alınır..."

K12) Kırdığımız Oyuncaklar - Sunay Akın - http://www.ilknokta.com/urun/102246/Kirdigimiz-Oyuncaklar.html - 21.07.2010
Kitaptan alıntılar;

- Kış, beyaz bir oyuncaktır, çocukların ellerinde. Karın yağmadığı, saçakların buzdan dişlerini takmadığı bir kış mevsimi, oyuncaksız bir çocuk odasından farksızdır. Bu yüzden olsa gerek, fotoğraf albümündeki çocukluk fotoğraflarımıza bakar gibi dalar gideriz kar kürelerine.

- Refik Halid Karay çocukluğunu yaşadığı Boğaz ve Marmara'yı yıllar sonra, bir çocuğun elindeki oyuncak kürekle şekillenmişçesine şöyle anlatır:

"İstanbul'da deniz, zaten bir süs vasıtasıdır, ciddi birşeye benzemez. Tabiatın eli, kumda oynayan çocuğunki gibi sanki şöyle, küreğin ucu ile Karadeniz'i Boğaz'dan çarpuk çurpuk geçirmiş, Marmara'ya akıtmış, oradan gene bir oluk açarak Akdeniz'e aşırtmıştır; sonra küreğiyle şuraya buraya koylar, körfezler, dereler ve haliçler çizmiş, öteye beriye adalar koymuş; burunlar, kayalıklar işlemiştir; epeyce eğlenmiş, plajda hoşça bir gün geçirmiştir."

Eh pes doğrusu! İstanbul Boğaz'ı ve Marmara'nın kıyı topoğrafyası bundan daha güzel nasıl anlatılabilir? Bilim insanlarımız "Coğrafya Bölümü'nün Edebiyat Fakültesi'nin çatısı altında ne işi var?" diye sorarlarsa bir gün, Karay'ın anlatımı kendilerine yanıta giden doğru yolu gösterecektir.

- Orhan Veli ve Oktay Rıfat'ın birlikte yazdıkları Ağaç adlı şiir de bir taşlamadır:

Ağaca bir taş attım;
Düşmedi taşım,
Düşmedi taşım.
Taşımı ağaç yedi;
Taşımı isterim,
Taşımı isterim!

Nurullah Ataç, bu şiiri şöyle değerlendirir: "Giriştiği işi başaramamış, umutları boşa çıkmış bir kişinin perişanlığını duyuyorum o şiirde, o duygu bence çok iyi anlatılmış."
Ağaç şiirinin dize arkasındaki öykü şudur: Necip Fazıl Kısakürek, çıkardığı dergi için şiir ister Orhan Veli ve Oktay Rıfat'tan. İki arkadaş birer şiir veriler Kısakürek'e. Ne var ki, şiirlerinin yayımlanmadığını görürler. Bunun üzerine, kafa kafaya verip sözkonusu şiiri kaleme alırlar. Şiirin başlığının Ağaç olmasının nedeni, Kısakürek'in dergisinin bu adı taşımasıdır.

32- A Cinderella Story - http://www.imdb.com/title/tt0356470/ - 18.07.2010

K11) The Stupidest Angel - En Aptal Melek - Christopher Moore - http://www.ilknokta.com/urun/68682/En-Aptal-Melek--Goa-Basim-Yayin-Kelepir-.html - 05.07.2010
31-My name is Khan - http://www.imdb.com/title/tt1188996/ - 04.07.201030-Buğulu Gözler - http://www.imdb.com/title/tt0263161/ - 04.07.2010

K10) Das Netz (Ağdakiler) - Janos Békessy, pen name:Hans Habe - http://www.nadirkitap.com/agdakiler-hans-habe-kitap26153.html - 25.06.2010

Kitap, bir tele-kız cinayetinin ardından, bu cinayetle bağlantılı kişilerin konu hakkındaki anlatımlarından oluşuyor. Bir cinayeti ve bu cinayetin arkasındaki olayları okudukça kitabın 1969'da yazılmış olabilineceğine insanın inanası gelmiyor. Artık "eskiden böyle şeyler yoktu", "nerede o eski günler" ya da "eskiden herkes daha ahlaklıydi" gibi cumleleri duyunca aklıma bu kitap gelecek ve bu cümlelerin çok da doğruluk payı taşımadığını biliyor olacağım.

Kitaptan alintilar;

- Le temps est un grand maitre; ilregle bien des choses (Zaman, büyük bir üstaddır, pek çok şeyi halleder.)

- Zaten insanin, birine ayıracak zamanı olmadı mı, çıkar yolu onu şımartmakta bulur.

- Emeklilik, bir anlamda ölümün bekleme odasıdır... Bütün alçalmalar arasında bekleyiş en kötüsüdür; ölümü beklemenin de istisnai bir niteliği yoktur.

- Karakter, bi solistin sesi gibidir; ne kadar güzel olursa olsun, orkestraya uymadığı taktirde kulakları tırmalar. 20 yaşınızın karakteri, otuzunuzda artık kullanılmaz hale gelir. 30 yaşınızın karakterini ise 50 yaşında hala terketmemiş olmamız, neredeyse ayıp sayılır. İnsan 60 yaşına gelince, daha kalın şeyler giymeye başlar, 70 yaşında ise gocuklara bürünür. Ama karakterlerinde kendilerine özgü bir çıplaklıkları olduğunu bilen pek az kişi vardır. Nedense yaşlı bir adam için hala gençlik yıllarının karakterinin peşinden koşmak, gencecik bir kızı kovalamaktan daha az ayıplanacak birşey değildir.

- ...Konuyu daha fazla dağıtmak istemediğimden, cenazeler üzerine birkaç söz daha söyleyip geçeceğim. Ezelden beri onlara daima gereken değeri vermesini bildim. Cenaze törenleri, ölmezden önce kendilerine bir lokma ekmeğin ya da bir hastane yatağının çok görüldüğü zavallılara dahi bahşedilen bir lütuftur. Törene katılanların yüzlerindeki acıma dolu ve zoraki takınılan ifade gerçek bir komedidir. Ve nihayet daima sözü edilen "son saygı vazifesi", çoğu hallerde ölenin eriştiği ilk saygı gösterisidir.


- Cinayeti tasarlayarak işleyip işlemediğim sorulacak olursa ben de cevaben tasarı denilen şeyin ne olduğunu, bundan ne anlaşıldığını soracağım. Kötü niyetli ve budala bir adalet mekanizması, sanki her türlü mantıktan yoksun bir davranış, öfkenin bilinçaltından ani fışkırması, kısacası ani bir heyecan sonucu işlenen cinayet önceden düşünülüp taşınıldıktan sonra işlenen bir cinayete nazaran daha ahlaki bir nitelik taşırmış ve affa şayanmış gibi bir fark gözetirmiş. Oysa önceden düşünülerek işlenmiş bir cinayet, tıpkı benim olayımda olduğu gibi, insanı küçük düşürücü ve nihayet tahammül edilmesi imkansız bir hakaretler zincirine dayanır.

- Aslında tüccar olmadığından, Worneweg ile yürüttüğüm müzakereler, aklıma savaş sırasında bir kabare sahibinin yaptığı şakayı getirdi; Adam savaşan her ülkenin kendi şehirlerini bonbardıman etmesini, böylesinin daha çok daha ucuza malolacağını ve sonuçta aynı etkiyi yaratacağını söylemişti. Bir iş müzakeresine giren her iki taraf da yeğdiğerinin esasında minimumu elde etmek için maksimumu talep edeceğini bilir. Daha baştan kabule şayan teklifler üzerinde uyuşmak hem zamandan hem de paradan tasarrufu sağlardı. Ama böyle aklı başında aracıları nerede bulmalı?

- Hiçbir evli kadın, kocasının metresiyle yatmasına hayret etmez. Buna karşılık metresler dostlarının yataklarını tekellerine almak isterler. Bu da adalet duygusunu incitiyor. Her metres ilişki kurduğu erkeğin "hayatı" olarak nitelendirdiği bütün içerisinde belli bir yer sahibi olmak istiyor; buna karşılık erkeğin aşk hayatında karısına en ufak bir pay ayırmasını bile çekemiyor. Erkeğin ağzından mutlaka karısının hissen soğuk olduğunu, onu aldattığını ya da erkağin karısından iğrendiğini duymak istiyor! Oysa böyle hareket edince erkeğin nazarında bir anlamda "daha iyisi bulunamadığı için önem taşıyan" bir varlık haline gelip kendi kendini küçülttüüğünün farkına varamıyor! Poligami'den yararlanırken, monogami talep ediyor. Peki sonuç ne oluyor? Erkeğin suç ortağı olacak yerde, onun tarafından aldatılıyor. Erkeğin büyük çoğunluğu karılarından çok metreslerinden çekinirler. Sonunda da karılarını metreslerine karşı savunurlar.

- Hiroşima, Tanrı'nın elinden son üstünlüğünün, dünyayı tufanda boğmak ayrıcalığını da alma uğruna girişilen bir denemeydi. Tanrı'nın yüce kudreti yerine insanoğlunun yüce kudreti. Geçenlerde Halley kuyruklu yıldızının 1910'larda uyandırdığı korku hakkında bir yazı okudum. İnsanlar dağa çıkmışlar, diz çöküp dualar etmişler. Zannederim yıldızla atom bombası arasındaki fark kendini bu noktada gösteriyor. Tanrı'nın verdiği cezanın inandırıcı bir yanı vardı. İnsanların insanları cezalandırması ise bundan yoksun. İyi bir Hristiyan olmama rağmen şuna inanıyorum ki, artık lüzumsuz sayılan Tanrı, insanlara bir oyun oynamış. Gücünün elinden alınmasına razı olmuş ama, otoritesini vermemiş. İnsanın, Tanrı'dan farklı olarak, kendi kendini mahvetmeksizin gücünü korumak yeteneği olmadığından, Tanrı'nın yerine başka bir varlığı geçirebilme olanağı yok. Tanrı tufandan sonra da Tanrı olarak kalıyor. İnsanoğlu ise, batırdığı gemi ile birlikte denizin dibini boylayan sadece bir kaptan.

29-Ponyo - http://www.imdb.com/title/tt0876563/ - 26.06.2010

28-Hotel Rwanda - http://www.imdb.com/title/tt0395169/ - 25.06.2010
27- Mavi Eşarp - http://www.imdb.com/title/tt0263722/ - 15.06.2010 [Kimbilir kacinci kez :)] 26-Corrina, Corrina - http://www.imdb.com/title/tt0109484/ - 23.05.2010
25-Çöpçüler Kralı - http://www.imdb.com/title/tt0253997/ - 23.05.2010 [Kimbilir kacinci kez :)]
24- Tsoi suet yuk chi ngo oi nei - All About Love - http://www.imdb.com/title/tt0483957/ - 16.05.2010
K9- Life:Selected-Quotations - Paulo Coelho - http://www.amazon.co.uk/Life-Selected-Quotations-Paulo-Coelho/dp/0007259077 - 16.05.2010 K8- Kagit Helva - Elif Safak - http://www.ilknokta.com/urun/102629/Kagit-Helva--Ciltli.html - 13.05.2010 K7- Karbon Kopya - Yekta Kopan - http://www.ilknokta.com/urun/68129/Karbon-Kopya.html - 12.05.2010K6- Hapishane Kuşu - Jail Bird - Kurt Vonnegut - http://openlibrary.org/books/OL20413900M/Hapishane_Kusu - 05.05.2010

23-Orphan - http://www.imdb.com/title/tt1148204/ - 01.05.2010

22-Süreyya - http://www.imdb.com/title/tt0290883/ - 01.05.2010 [Kimbilir kacinci kez :)]

21-The Killing Floor - http://www.imdb.com/title/tt0756672/ - 30.04.2010

20- 45 - http://www.imdb.com/title/tt1422804/ - 27.04.2010

19- Hallowen II - http://www.imdb.com/title/tt1311067/ - 24.04.2010 (Sinemada)

K5- Ctlhulhu'nun Çağrısı - Howard Philips Lovecraft - http://www.ilknokta.com/urun/61171/Cthulhunun-Cagrisi.html - 17.04.2010 Kitaptan cok kitabin basinda yeralan yazarin hayati daha dikkat cekiciydi. Ben spoiler vermeyecegim ama Lovecraft'in hayati tam arastirma konusu...

18-Magicians - http://www.imdb.com/title/tt0841027/ - 11.04.201017-Kınalı Yapıncak - http://www.imdb.com/title/tt0279903/ - 11.04.2010 [Kimbilir Kacinci kez :)]

K4-Faust - Johann Wolfgang von Goethe - http://www.ilknokta.com/urun/70504/Faust.html - 30.03.2010

Mefisto:

"...Cok fazla derin dusunen insan, etrafinda yesil cayirlar oldugu halde kotu bir ruh tarafindan corak yerlerde dolastirilan bir hayvana benzer..."
"...Insanin dusunme fabrikasi bir ayagin bin tane ipi birden harekete gecirdigi, mekigin bir saga, bir sola firladigi, iplerin gorunmeden aktigi ve bir hareketle binlerce dugumun atildigi bir dokuma saheseridir..."
"...Yalniz icinde bulundugu ani yakalayabilen insan tam insandir..."
16-The Fall - http://www.imdb.com/title/tt0460791/ - 28.03.2010 (2.KEZ) 15-Banker Bilo - http://www.imdb.com/title/tt0263102/ - 20.03.2010

14-Family Stone - http://www.imdb.com/title/tt0356680/ - 19.03.2010K3-Ay Çöreği ve Deniz Yıldızı - Sunay Akın - http://www.ilknokta.com/urun/62939/Aycoregi-ve-Denizyildizi.html - 15.03.201013-Alice in Wonderland - http://www.imdb.com/title/tt1014759/ - 15.03.2010 (Sinemada)
12- Cube - http://www.imdb.com/title/tt0123755/ - 14.03.2010
11- Organize İşler - http://www.imdb.com/title/tt0470883/ - 13.03.201010-Arthur et les Minimoys - http://www.imdb.com/title/tt0344854/ - 08.03.2010
9-Bakjwi - Thirst - http://www.imdb.com/title/tt0762073/ - 21.02.2010 (Sinemada)
8-Can Dostum - - 21.02.2010
???

7-People Under the Stairs - http://www.imdb.com/title/tt0105121/ - 16.01.2010 6- Seulpeumboda deo seulpeun Iyagi - More Than Blue - http://www.imdb.com/title/tt1454545/ - 16.01.2010
5- Bu neng shuo de. mi mi - Secret -
http://www.imdb.com/title/tt1037850/ - 15.01.2010 (3.KEZ) K2-Makiler - Sunay Akın - http://www.ilknokta.com/urun/86715/Makiler.html - 14.01.2010
4-Avatar - http://www.imdb.com/title/tt0499549/ - (Sinemada)
K1-Sleeping with Shubert - Bonnie Marson -
http://www.ilknokta.com/urun/81958/Schubertle-Yasamak.html - 13.01.2010
3- Umut Dunyasi -
http://www.sinemalar.com/film/6618/Umut-Dunyasi/ - 10.01.2010 [Kimbilir Kacinci kez :)]
M1- İstanbul Oyuncak Müzesi -
http://www.istanbuloyuncakmuzesi.com/ - Ocak / 2010
2-Paranormal Activity -
http://www.imdb.com/title/tt1179904/ - 03.01.2010
1-Ayşecik Yuvanın Bekçileri -
http://www.imdb.com/title/tt0208710/ - 02.01.2010

Hiç yorum yok :