22 Ağustos 2012 Çarşamba

Kitap 8: Die Tarnowska - Kontes - Hans Habe


Hans Habe'nin Ağdakiler kitabını çok beğendiğim için daha sonrasında Binlerce Şehit, İlona son olarak da Kontes kitabını okudum. Kontes kitabının içeriğinden çok yazılma hikayesi bana daha ilginç geldi. Yazarın kendi kaleminden önsözde bu süreç şöyle anlatılmış;

"Anılarım 1930 yılına geri gidiyor. Viyana'dayım. Baykuşa benzeyen bir dostum vardı. Baoul Korty'di adı. Adına bazen tarih kitaplarının resim altlarında rastlanır. Korty resimler biriktiriyordu. Renoir, Degas ya da Picasso resimleri değil, fotoğraflardı bunlar. Bir milyon fotoğraf biriktirmişti. Onları Picasso'nun dünyayı saran resimlerinden çok severdi. O kadar ki, fotoğrafları hep yanında, kendisi için bulundurmak istiyordu. Onların neyin nesi kimin fesi olduğunu sadece o bilirdi. Ölünce bir milyon fotoğraf yakılabilirdi.

Günün birinde, onun koleksiyonunun içine daldım. Elime bir fotoğraf geçti. Bir türlü etkisinden kurtulamadım. Yüzyılımızın başlarında giyilene özgü bir dul giysisi içinde bir kadın. Büyüleyici bir yaratıktı. Venedik Adliye Sarayı'nın merdivenlerinden yukarı çıkarken, yanındaki Napolyon tipi üniformalı karabinalılar ona eşlik ediyorlar. Arkada Mosta Sarayı. Bir cinayetin sanığı mı, tanığı mıydı; öldürülen bir erkeğin dul karısı mı yoksa? Hayır, Korty'nin dediğine göre bir katil kadındı o. Öldürtmüş olduğu adamın yasını tutuyordu. İlk olarak işte o zaman Kontes Tarnovska'nın adını duymuştum.

O vakitler yirmisinde bile değildim. Aradan otuz yılı aşkın bir zaman geçti. Tarnovska'nın yazgısını incelemek istedim. Belgeler topladım ve yitirdim. Yazgım geçmişin dostu değilmiş. Derken Venedik'e yeniden yolum düşünce, o yitik fotoğrafın anısı sardı beni. Yüzyılımızın başları , zamanımızın bu çocukluk yılları, kendi çocukluğumuz gibi bilmece dolu bu zamanlar hep ilgimi çekmiştir. Bir antikacıda "Tarnovska'nın Anıları" yazılı rengi uçuk bir kitap elime geçti. Carducci'nin kadın dostu Vivanti Chartres yayınlamıştı. Zor bulunur, solgun yaprakları gibi derme çatma bir belge. İki yüz altmış dokuzuncu sayfada Korty'de görmüş olduğum fotoğraf. Artık gerçeği öğrenmem gerekiyordu. 

...

Her romancı kendine: Neden kitap yazıyorum, diye sorar. Daha doğrusu onu neden yazmış bulunduğunu. 

Bir akıntının yanında duran, bilir ki, şu soruyla karşı karşıyadır; Nereden çıkmakta akıntı, nereye akmaktadır? Akıntı boyunca yürümek, kentleri ve köprüleri, ormanları geçerek ülkeyi bir uçtan öte uca kesmek özlemi sarar kişiyi. Doğanın onu  nerede dar boğazlara sıkıştırdığını, nerede alabildiğine özgür kıldığını, nerede sindirdiğini, nerede durdurduğunu görmek duygusudur bu. Herkesi kimi zaman akıntı olabilmek özlemi sarar, tutuşturur. Ama kaynakların çok azına yol açılmaktadır. Kaynağa giden yol, romancı için zorlama ve acıma doludur. 

...

Otuz yıl önce gördüğüm fotoğraf, akıntının uçucu bir görünümüydü. Kaynağına dönük özlem, oradan fışkırıp yayılıverdi."

Ascona, Ticino
1962 yazı
Hans Habe

Hiç yorum yok :