5 Ağustos 2007 Pazar

No books or films were spoiled in the making of this article!

“Kolera Gunlerinde Ask” kitabini dun bitirdim. Kitaba ilk basladigimda yazarin, kitabin sonunda olacaklari en basta vermesi, beni hayal kirikligina ugratmisti. Cunku, sonunu merak etmeden bir kitap nasil bir cirpida, heyacanla okunurdu ki? Yanilmisim. Kitap, adeta sizi yillar icerisinde surukluyor. Kitapta olaylari tek bir kahramanin gozunden degil, ayri ayri tum karakterlerin gozunden gorebiliyorsunuz. Boyle olunca iyisiyle kotusuyle tum karakterlere sahip cikiyorsunuz. Gabriel Garcia Marquez’in anlatimdaki akiciligi, orneklemeleri, karakter yaratmadaki basarisi ve uslubu dort dortluktu. Ayrica hayata dair tespitleri de oldukca etkileyiciydi. Not aldigim tespitlerinden bazilari;
“Tanri’nin sonsuz lutfuyla var olabilen bir icatti evlilik. Birbirini yeni taniyan, aralarinda hic bir akrabalik olmayan, yapilari baska, kulturleri baska, hatta cinsleri bile baska iki insanin birden bire kendilerini birlikte yasamaya, ayni yatakta yatmaya, belkide her biri baska baska yonlere gitmek uzere cizilmis iki yazgiyi bolusmeye mahkum bulmalari her turlu bilimsel dusunceye aykiriydi.”
:
“Toplumsal yasamin sorunu, korkuyu yenmek, evlilik yasaminin sorunu ise can sıkıntısını yenmeyi ogrenmektir.”
.
“La Salpetriere’deki cocuk hastaliklari hocasi en durust uzmanlik dali olarak pediatriyi ogutlemisti ona, cunku cocuklar yalnizca gercekten hasta olduklari zaman hastalaniyorlardi; hekimle, bilinen sozcuklerle degil, gercek hastaliklarin somut belirtileriyle iletisim kuruyorlardi. Oysa yetiskinler, belli bir yastan sonra, ya hasta olmadan belirtiler gosteriyorlardi ya da daha kotusu: Zararsiz hastaliklarin belirtilerini gosteren ciddi hastaliklari oluyordu.”
.
“Tanriya inanmam ama, Tanri’dan korkarim.”
.
"Felaketlerde ask daha yuce, daha soylu olur."

"Kolera Gunlerinde Ask" kitabini okumaya karar vermem ise su sekilde oldu; Gectigimiz sene bosrollerinde John Cusack ve Kate Beckinsale’in yer aldigi “Serendipity” http://www.imdb.com/title/tt0240890/ filmini izlemis ve begenmistim. Tesadufler ve kader uzerine yapilmis guzel bir romantik komediydi. “Kolera Gunlerinde Ask” kitabi’nin da film icinde ozel bir yeri vardi ve film boyunca kitap sık sık gorunuyordu. Bu sebeple, filmi izledikten sonra kitabi alip okumaliyim diye dusunerek, not defterime kaydetmistim...
Gecenlerde de “Walk The Line”
http://www.imdb.com/title/tt0358273/ filmini izledim.Bu film ise, Amerikan rock ve country muziginin unlu ismi Johnny Cash’in hayatini anlatiyordu. Cok etkileyici bir filmdi. Izledikten sonra Johnny Cash’i ve June Carter’i biraz daha arastirmak istedim. Ve su bilgiye ulastim; “High Fidelty” filminin bas kahramani filmde sevdigi kitaplari siralarken “Kolera Gunlerinde Ask” kitabini ve hemen ardindan Johnny Cash’in otobiografisini olan “Cash”i soylemis oldugu bilgisini okudum. Bunun uzerine, Johnny Cash’in hayat hikayesini begenmis biri olarak, filmde onerilen diger kitap olan “Kolera Gunlerinde Ask”i da begenecegimi dusundum. Ustelik bu kitabi daha once okunacaklar listesine zaten almistim...
Tabi “High Fidelity”
http://www.imdb.com/title/tt0146882/ filmini de izlememek olmazdi. Filminin bilgilerine ulasmak icin ilk olarak imdb’ye baktim. Filmin basrolunde olan kisiyi gorunce oldukca sasirdim: John Cusack! Ikinci kez “Kolera Gunlerinde Ask” kitabi ve ikinci kez John Cusack. Tesaduf mudur bilinmez ama John Cusack’in bu kitabi begendigini ve bir sekilde filmlerinde bu kitabi gosterdigi fikri olustu bende. Cunku, John Cusack filmin hem senaryosunu yazanlar arasinda hemde filmin produktorleri arasinda yer aliyor. Hatta imdb’deki yorumlarda “The novel "Love In The Time Of Cholera" by author Gabriel Garcia Marquez is prominently referenced in two John Cusack movies (High Fidelity (2000) and Serendipity (2001).” seklinde bu konuya deginilmis.
Sonunda “Kolera Gunlerinde Ask” kitabini bitince cevrilmis bir filminin olup olmadigina bakmak icin yine imdb’ye baktim. Daha once, filmi yapilmamis ama, su an post-production. 2007’de cevrilmeye baslanmis...
http://www.imdb.com/title/tt0484740/
Tabiki, ilk is oyunculara baktim. Haliyle gozlerim, John Cusack ismini ariyordu. Nihayet aradigim ismi, sayfanin en sonunda okuyucu yorumlari arasinda buldum;
“Why not John Cusack somewhere?”


Hiç yorum yok :