1 Nisan 2011 Cuma

Film 10: Kaybedenler Kulübü (sinemada)


Filmin ilk dakikasindan son dakikasina kadar tabir yerindeyse hic gozumu kirpmadan izledim. Yonetmen tum sevdigi sozleri, hikayeleri, anektodlari, fotograflari kisacasi aklinda kalan ve deger verdigi herseyi ana hikayenin aralarina serpistirmis, adeta filmde onlara ozel bir yer acmis...

Ana hikaye ise zaten cok keyifliydi. Maalesef 90'li yillarda bu radyo programini dinleme sansim olmamisti hatta haberim bile yoktu ama 6.45 yayinlarindaki onsozler sebebi ile Kaan ve Mete ile dolayli olsa da birsekilde daha once tanismisim...

dikkat: buradan itibaren spoiler olabilir...

Filmde "Kaybedenler Kulübü" müdavimi olan herkesimden dinleyicileri göstermeleri ve bu kisilerin radyoda anlatilanlara nasil tepkiler verdiklerini izlemek cok keyifliydi. Zaman zaman ben de hatta sinemdakiler de filmdeki radyo dinleyenler ile ayni tepkileri veriyorduk. Onlar perdede güldüğünde biz de koltuklarda es zamanli ayni seye guluyorduk. Yani o an izledigimize degil onlarla eş zamanlı olarak dinlediklerimize gülüyorduk. Bu da filmden cok bir radyo programini dinliyormuşuz hissi yaratti. Filmin final sahnesinde de bu radyo pragrami bittigi anda dinleyiciler ne hissediyorsa birebir aynisini hissettik; bosluga dustuk, huzunlendik...

Hiç yorum yok :