Montaigne, Denemeler'inde sadece ve sadece kendini anlatmak istemiştir. Bunu kendini beğenmişlikten ya da anlatacak çok hikayesi olduğundan değil, hayatı boyunca kendini gözlemleyip, çözmeye çalışması ile paralel olarak tespit ettiklerini paylaşmak istediğindendir.
Gerçekten durup düşününce, bir çok film izliyor, bir çok kitap okuyor, tonlarca şeye şahit oluyor ve gözlemliyoruz. Ancak hep karşı tarafı anlamaya, yorumlamaya, çözmeye çalışıyoruz. Kendimizi ise kendi dışımızdakiler kadar iyi gözlemlemiyor, bir başka ifade ile üçüncü bir göz ile kendimizi dıştan hemen hemen hiç göremiyoruz. Denemeler'in bu anlamda bir yol gösterici ve Montaigne nazırında kişinin aslında kendi farkındalığını anlaması açısından da oldukça faydalı olduğunu düşünüyorum.
Denemeler'den sevdiğim bir bölüm;
Mutluluğun Bize Göreliği
Zenginlik bize ne iyilik eder, ne kötülük: Her ikisi için de malzeme verir bize. Ondan daha güçlü olan ruhumuz ve malzemeyi dilediği gibi evirir, çevirir ve kullanır; mutlu ya da mutsuz oluşunun tek nedeni ve sorumlusu kendisidir.
Dış varlığımız tadını ve rengini iç varlığımızdan alır; nasıl ki giysilerimiz bizi kendi sıcaklıklarıyla değil bizim sıcaklığımızla ısıtırlar: Onu koruyup beslemektir yalnız görevleri. Onları soğuk bir bedene giydirirseniz, soğukluğu korur ve beslerler: Kar ve buz öyle saklanır...
Hiçbir şey kendiliğinden ne o kadar üzücüdür, ne de zor. Bizim gevşekliğimiz, güçsüzlüğümüzdür ona bu niteliği veren. Büyük ve yüksek şeyleri görebilmek için onlara göre bir ruhumuz olması gerekir; yoksa kendi çamurumuzu görürüz onlarda. Doğru bir kürek suda eğri görünür. Önemli olan bir şeyin görülmesi değildir yalnız, nasıl görüldüğü de önemlidir.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder