28 Temmuz 2013 Pazar

Kitap 7: Tezer Özlü'den Leyla Erbil'e Mektuplar



Satışta olmayan bir kitap olması sebebi ile böyle durumlarda hemen hemen aradığım her kitabı bulduğum www.nadirkitap.com sitesine başvurdum. Kitap, İzmir ve Ankara'da olmak üzere sadece iki sahafta vardı. Hangisinden sipariş etsem diye düşünürken, bir tarafın satış yapamayacak olması sebebi ile üzüldüm. İzmir'den yana yapılan tercih sonrasında, kitap elime ulaştığında üzerine minik bir kahve poşetinin yapıştırılmış olduğunu gördüm. Sanki İzmir'deki sahafçı benim bu ikilemimi hissetmiş ve onu seçtiğim için bir nevi teşekkür ediyormuş olarak kabul ettim bu kahve jestini. 

Yüzümde gülümseme ile başladığım bu kitabı okudukça, gülümseme maalesef hüzne dönüşüverdi. Tezer Özlü'nün önce memleket meseleleri ve özel yaşamı ile ilgili vermiş olduğu mücadeleleri, sonrasında ise kanser ile mücadelesini okumak üzücüydü. Bu zor dönemlerinde Leyla Erbil gibi gerçek bir dosta sahip olmak ise yaşamdaki en büyük desteklerinden biri olmuş. Tezer Özlü'nün yurt dışından Leyla Erbil'e gönderdiği mektuplar ve attığı kartlar Leyla Erbil tarafından kitap haline getirilmiştir.


25 Haziranda bitirdiğim bu kitabın yorumunu bugün (28 Temmuz'da) yazmaya fırsat buldum. Ne yazık ki 19 Temmuz tarihinde de Leyla Erbil'in vefat ettiğini öğrendim. 

***

Tezer Özlü'den:

"...Ama gene küçük bir kitap yaparsam, okuyana bir şey versin, içini dalgalandırsın, onu huzursuz etsin istiyorum." 

*

"İnsanın başkalarına söyledikleri kendi duymak istedikleridir. Yazdıkları,okumak istedikleridir. Sevmesi, sevilmeyi istediği biçimdedir."

"Her söylenen söz, bir biçimde insanın kendi kendini onaylaması. Karşısındakine bir şey anlatmak istese de, gene kendi gerçeğini, bilmişliğini ya da doğru algılayışını kanıtlamak için söylenen sözler. Bir bedenin üzerinde dolaşan her el, kendi bedenini okşamak istercesine dolaşıyor öteki bedenin üzerinde."

*

"Her zaman yabancı insanlar bize dostlarımızdan daha çok sunan, veren kişiler. öyleyse yaşamımızı neden yalnız yabancılar arasında geçirmiyoruz? Hiçbir beklenti olmadan, hiçbir yük olmadan ya da insanın kendine mutluluk dediği kısa anlardan yoksun. Tüm duyguların en güzeli duygusuzluk, öyle bir duygusuzluk ki, insanın tüm dünyayı ve tüm insanları kucaklayabileceği duygusuzluğun duygusu."

*

"Karı koca olamadık. Gerçek dost da olamadık. Bir kitapta okumuş, bir filmde izlemiş gibiyim beraberliğimizi. Bir konserde dinlemiş gibiyim.." 

Hiç yorum yok :